Travma, bir bireyin hayatında derin izler bırakan ve bazen uzun yıllar süren psikolojik etkiler yaratan bir deneyimdir. Doğal afetler, kazalar, savaşlar, cinsel ya da fiziksel şiddet gibi olaylar, travmatik deneyimler arasında sayılabilir. Travma yaşayan bireyler genellikle duygusal ve fiziksel olarak kendilerini tükenmiş hissederler. Bu noktada devreye giren etkili terapötik yöntemlerden biri de EMDR (Eye Movement Desensitization and Reprocessing – Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme) terapisidir.
EMDR terapisi, travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) başta olmak üzere birçok ruhsal bozukluğun tedavisinde başarılı sonuçlar sunmaktadır. Araştırmalar, EMDR’nin travma yaşayan bireyler için diğer terapi yöntemlerine göre daha hızlı ve kalıcı iyileşmeler sağladığını göstermektedir. Özellikle travmanın kişi üzerindeki etkilerini hafifletmek ve yeniden işlevsel bir yaşam sürdürebilmek için bu terapi, son yıllarda büyük ilgi görmektedir.
Travma yaşayan bireylerde sıklıkla görülen belirtiler arasında kabuslar, yoğun anksiyete, konsantrasyon zorlukları ve sosyal ilişkilerde kopmalar yer alır. Bireyler, travmatik olayları tekrar tekrar hatırlama ya da bu olaylardan kaçınma eğilimin.dedirler. Özellikle çocukluk döneminde yaşanan travmalar, yetişkinlik döneminde bireylerin sosyal, duygusal ve işlevsel hayatlarını önemli ölçüde etkileyebilir.
Yapılan bir araştırma, travma sonrası stres bozukluğuna sahip bireylerin yüzde 75’inin tedavi edilmediğinde depresyon, anksiyete ve panik bozukluğu geliştirme riski taşıdığını göstermektedir (Kaynak: American Psychological Association, 2020). Bu nedenle, travmatik olaylarla başa çıkmak için profesyonel yardım almak hayati öneme sahiptir.
EMDR, 1980’lerin sonlarında Francine Shapiro tarafından geliştirilen bir terapi yöntemidir. Bu terapi, kişinin geçmişte yaşadığı travmatik anıları yeniden işlemesine olanak tanır. Kişi, terapistin rehberliğinde travmatik olaya dair zihinsel görüntülerini canlandırırken, eşzamanlı olarak göz hareketlerini takip eder. Bu süreç, beynin iki yarım küresinin senkronize çalışmasını sağlayarak, travmatik anıların duygusal yükünü hafifletir ve bireyin bu anıları daha sağlıklı bir şekilde yeniden işlemesine yardımcı olur.
EMDR terapisi, etkinliği bilimsel olarak kanıtlanmış bir yöntemdir. Özellikle travma sonrası stres bozukluğu, anksiyete bozuklukları ve depresyon tedavisinde başarılı sonuçlar elde edilmiştir. Yapılan bir meta-analiz çalışmasında, EMDR terapisinin TSSB tedavisinde yüzde 80 oranında başarı sağladığı görülmüştür (Kaynak: The Lancet Psychiatry, 2019). Bu sonuç, EMDR’nin travmatik anıların yeniden işlenmesinde son derece etkili olduğunu göstermektedir.
Ayrıca, yapılan nörogörüntüleme çalışmaları, EMDR terapisinin beyin üzerindeki etkilerini ortaya koymuştur. Bir araştırma, EMDR sırasında beynin travmatik anılara yanıt veren bölgelerindeki aktivitenin azaldığını, bu sayede bireyin travmatik olaylara daha az duygusal tepki verdiğini göstermiştir (Kaynak: Journal of Neuroscience, 2018).
EMDR terapisi, travma sonrası stres bozukluğunun yanı sıra şu durumlarda da etkili bir şekilde kullanılmaktadır:
EMDR terapisinin en büyük avantajı, travma ile ilişkili semptomların kısa sürede hafifletilmesidir. Geleneksel terapilere kıyasla daha hızlı sonuçlar verdiği bilinmektedir. Bu da EMDR’yi, zaman kısıtlaması olan bireyler için cazip bir seçenek haline getirmektedir. Aynı zamanda, EMDR’nin non-invaziv bir yöntem olması ve ilaç tedavisine gerek duyulmaması, birçok kişi için önemli bir avantaj sunar.
Bu konuda özellikle travma ile başa çıkmak için psikolog arayışında olan bireyler, EMDR terapisi konusunda uzmanlaşmış terapistlerden destek alabilirler.
Travmatik anılar, bireylerin yaşamını derinden etkileyen ve onları işlevsiz hale getiren unsurlar olabilir. Ancak EMDR terapisi, bu anıları yeniden işleyerek bireylerin travma ile başa çıkmasına yardımcı olur. Yapılan araştırmalar, EMDR’nin travma tedavisinde sadece semptomları azaltmakla kalmayıp, aynı zamanda bireylerin travmatik deneyimlere olan bakış açısını tamamen değiştirdiğini göstermektedir.
Eğer travma ile baş etmekte zorlanıyorsanız ve profesyonel bir destek arayışındaysanız, ankara psikolog tavsiyesi arayanlar için EMDR terapisi, ruhsal sağlığınızı yeniden kazanmanızda önemli bir rol oynayabilir. Özellikle EMDR konusunda uzmanlaşmış terapistlerden destek almak, travmanın yarattığı duygusal yükü hafifletmede büyük bir fark yaratabilir.
Travmatik deneyimlerin etkileri, zamanla bireylerin yaşam kalitesini ciddi anlamda düşürebilir. EMDR terapisi ise bu travmaları yeniden işleyerek bireylerin daha sağlıklı bir psikolojik duruma kavuşmasına olanak tanır. Özellikle son yıllarda yapılan bilimsel araştırmalar, EMDR’nin travma tedavisinde etkin bir yöntem olduğunu ortaya koymaktadır. Ankara gibi büyük şehirlerde travma sonrası stres bozukluğu yaşayan bireylerin, uzman terapistlerden profesyonel yardım alması, bu süreci daha sağlıklı bir şekilde atlatmalarına yardımcı olabilir.
Bağımsız, yeni nesil, tarafsız haber ve haberciliğin en üst noktasında yer alan habergezgini.com ile Türkiye’nin ve dünyanın gündemini takip edebilirsiniz.
Yeni yıl, sevdiklerimizle geçirdiğimiz anların kıymetini bir kez daha hissettiğimiz, yeni başlangıçlara adım attığımız özel…
Markalaşma ve iletişimde geleceği yakalayın: İlham veren konferans sizi bekliyor!
Girişimcilerin Büyük Hataları etkinliği 18 Aralık'ta İstanbul Kültür Üniversitesi'nde! Kaçırmayın!
Fakı Mehmet Efendi Baklavaları, şu anda İstanbul metro istasyonlarında hizmet verdiği şube sayısını 42’ye çıkardığını…
Evinizde veya iş yerinizde meydana gelen tıkanıklık sorunları, günlük yaşamınızı olumsuz etkileyebilir. Pendik tıkanıklık açma…
Aleaza Development Solutions Kurucu Ortağı, Girişimci, Proje Yöneticisi, İstanbul Kültür Üniversitesi Bilgisayar Programcılığı mezunu Mahmut…