Sedef, liken planus, egzama, vitiligo gibi cilt hastalıkları hem fizyolojik hem de psikolojik etkileri ile hastaların yaşamını zorlaştırabiliyor. Ciltte döküntü, leke ve renk farklılıklarına yol açabilen bu rahatsızlıklar, günümüzde fototerapi uygulamaları ile kontrol altına alınabiliyor. Güneş ışınlarının dermatolojik hastalıklarda tedavi edici etkisi bilindiğinden bu yana uygulanan fototerapi yöntemleri konforlu bir uygulama olarak da öne çıkıyor. Uygulamanın modern cihazlarla, uygun dozlarda gerçekleştirilmesi gerektiği için bu konuda deneyimli uzmanlar ve donanımlı merkezlerin seçilmesi önem taşıyor. Memorial Bahçelievler Hastanesi Dermatoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Özer Arıcan, dermatolojik hastalıklarda fototerapinin önemi hakkında bilgi verdi.
Birçok tedavi seçeneği ya da ilaçla kombine edilebiliyor
Dermatolojide klasik bir tedavi yöntemi olarak fototerapi, birçok cilt hastalığının tedavisinde ve kontrol altına alınmasında etkin rol oynamaktadır. Bu yöntemde sadece UVA değil, geniş ya da dar band UVB gibi ışığın farklı dalga boyları bazen tek bazen de kombine şekilde kullanılarak dermatolojik hastalıklarda, hastaya en az risk ile en etkin tedavi şekli verilmeye çalışılmaktadır. Genelde hangi tedavinin seçileceğine uygulayan hekim; hastanın cilt tipi, ek hastalıkları gibi birçok faktörü göz önüne alarak karar vermektedir. Özellikle UVA tedavilerinde etkinliği artırmak için lokal ya da sistemik ilaçlar kullanılabilmektedir. Ayrıca etkinliği artırmak için diğer tedavilerin yanına eklenerek kombine tedavi seçenekleri de oluşturulabilmektedir.
İyi huylu ya da kötü huylu cilt hastalıkların tedavisinde etkin rol oynuyor
Sedef, yaygın egzama, liken planus ve vitiligo gibi iyi huylu ya da erken dönem bazı deri lenfomaları gibi kötü huylu olabilecek dermatolojik hastalıkların tedavisi ve kontrol altına alınmasında fototerapi halen popülaritesini korumaktadır.
Tüm vücut ya da bölgesel işlem yapılabiliyor
Tüm vücut için kullanılan kabin uygulamaları ile saçlı deri ya da el ayak gibi bölgelere yönelik lokal fototerapi cihazları da bulunmaktadır. Hastanın lezyonlarının yaygınlığına göre uygun yöntem seçilmelidir.
Doktorunuza ek hastalıklarınız ve kullandığınız ilaçları mutlaka belirtin
Uygulama sırasında uyulacak kurallar, uygulama öncesi ve sonrası yapılması gerekenler hekim ve/veya fototerapi hemşiresi tarafından hastaya detaylı olarak anlatılır. Hastaların da yapılan rutin değerlendirmeler dışında aldığı ilaçları, kullandığı kozmetik dahil lokal ilaçları, sık uçuk çıkarmak gibi varsa dermatolojik sorunlarını açıklıkla hekimine söylenmesi etkin tedavi ve olası yan etkilerin önlenmesi için gereklidir. Uygulamalar sırasında benlerin, gözlerin ve genital bölgenin korunmasına özen gösterilmelidir. Tedavi süresince ayrıca doğal ya da yapay kaynaktan ışık alınmaması da gereklidir.
Her hastaya uygulanmıyor
Çocuklar, anne adayları, önceden herhangi bir deri kanseri öyküsü olan kişiler, güneş ışığına aşırı hassas olanlar, kabin uygulamalarında tek başına kapalı yerde kalamayanlar bu tedaviye alınamayabilir.
Tedavi haftalık 2-4 seans olarak planlanıp tedavi süresi yavaş bir şekilde artırılarak lezyonlar tama yakın kaybolana kadar uzun bir süre devam edebilir. Tahmini süre hekim tarafından ön görülmektedir.
Doğru doz uygulaması çok önemli
Bu yöntemin erken dönemde en önemli yan etki riski deride yanık oluşturmaktır ve uzun vadede çok aşırı dozlara ulaşıldığında hayat boyu maruz kalınan güneş ışığı ile ilişkili deri kanserlerinin oluşum riski de artabilmektedir. Bronzlaşmak için kullanılan bir yöntem olan solaryumlarda alınan toplam ışık miktarı ayarlanamadığından bu yöntem dermatoloji uzmanları tarafından önerilmemektedir.
Sonuç olarak; dermatolojide halen etkin bir tedavi yöntemi olarak fototerapi uygulamaları uygun hastalarda ve deneyimli ellerde güvenli bir şekilde yapılmaya devam edilmektedir.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
Bağımsız, yeni nesil, tarafsız haber ve haberciliğin en üst noktasında yer alan habergezgini.com ile Türkiye’nin ve dünyanın gündemini takip edebilirsiniz.