Categories: Teknoloji

Sanal ortam Türkçe'nin yozlaşmasına neden oldu! Gençlerin 'tmm', 'nbr', 'tşk' ve emojilerle yazışması giderek artıyor!

Dilin sürekli değişime açık ve yaşayan bir varlık olduğunu ifade eden uzmanlar, sosyo-kültürel, coğrafi, mali ve teknolojik faktörlerin dildeki değişimlerin temel nedenlerini oluşturduğunu söylüyor.

Araştırmalara göre yazı dilinde kullanılan kısaltma, argo ve jargonun özellikle yeni kuşakların okuma ve yazma becerilerinin zayıflamasına kapı açabildiğini dile getiren ÜSTÖMER Müdürü Öğr. Gör. Selçuk Duman, “Ne var ki gençlerimizin yazılı ve sözlü anlatımlarında hatalı yazım ve anlatım bozukluğu gibi dil deformasyonlarını biz eğitimciler olarak gözlemliyoruz.” dedi.

Üsküdar Üniversitesi Türkçe Öğretimi Uygulama ve Araştırma Merkezi (ÜSTÖMER) Müdürü Öğr. Gör. Selçuk Duman, yeni neslin dil kullanımı ve dilin deformasyonu konusunu değerlendirdi.

“Dil sürekli değişime açık ve yaşayan bir varlık”

Dilin değişimi konusunda “Dil sürekli değişime açık ve yaşayan bir varlıktır. Sosyo-kültürel, coğrafi, mali ve teknolojik faktörler dildeki değişimlerin temel nedenlerini oluşturur.” diyen Öğr. Gör. Selçuk Duman, özellikle 2000’li yılların başından itibaren sosyal medya ve dijital iletişim kanallarının gelişmesiyle birlikte dünya toplumlarının temaslarının yoğunlaştığını ve bu durumun kültürümüzde ve bunun en önemli taşıyıcısı olan dilimizde de birtakım değişimlerin ortaya çıkmasını beraberinde getirdiğini anlattı.

Özellikle genç nüfusun resmi olmayan yazışmalarında ünlü harflerin terkiyle ‘’tmm’’, ‘’nbr’’, ‘’tşk’’ gibi çok sayıda kullanımının yaygınlaşması, yabancı kökenli kelimelere sıkça yer vermesi ve emoji figürlerine başvurmalarının artarak devam ettiğini de dile getiren Duman, “Sanal ortam Türkçemizin yozlaşmasına müsait bir alan açmıştır.” dedi.

Kısaltma, argo ve jargon yeni kuşakların okuma ve yazma becerilerini zayıflatıyor… 

Argo, jargon ve özellikle kısaltma kullanımının iletişimde amaca giden en kısa yolu kullanmak ve meramı etkileyici bir biçimde ifade etmek için hız çağı olan zamanımızın gençleri tarafından başvurulan bir yöntem olarak görüldüğü dile getiren Öğr. Gör. Selçuk Duman, “Bunu elbette kültürel etkileşimlerin sonucu olarak tezahür eden bir ifade şekli olarak görebiliriz. Kısaltmalar ve internet argosu çevrimiçi iletişimi bizler için daha uygun hale getirebilir. Fakat bu gibi ifade şekillerinin dildeki yansımaları özellikle uzun vadede olumsuz etkiler bırakabilir. Araştırmalara göre yazı dilinde kullanılan kısaltmalar, argo ve jargon özellikle yeni kuşakların okuma ve yazma becerilerinin zayıflamasına kapı açabiliyor. Ne var ki gençlerimizin yazılı ve sözlü anlatımlarında hatalı yazım ve anlatım bozukluğu gibi dil deformasyonlarını biz eğitimciler olarak gözlemliyoruz.” diye konuştu.

“Günlük dilin üslubu daha samimi ve sıcaktır”

Akademik ve günlük dil kullanımının farklı niteliklere sahip dil kullanım şekilleri olduğunu kaydeden ÜSTÖMER Müdürü Öğr. Gör. Selçuk Duman, şöyle devam etti:

“Akademik dil, bilimsel, teknik, hukuki ve edebi metinlerde kullanılır. Bu dilde günlük yaşamda yaygın olarak kullanılmayan bilimsel ve teknik terimler kullanılır. Daha nesnel ve objektiftir. Bu dildeki cümle yapıları daha karmaşık ve daha uzundur. Üslup resmidir. Günlük dil ise günlük hayatımızda kullandığımız konuşma dilidir. Günlük dilin cümle yapıları daha kısadır. Daha öznel ve kişisel bir dildir. Kullanımı yaygın olup bu dilde basit kelimeler kullanılır. Üslup daha samimi ve sıcaktır. Eğitim dili sürekli ve hızlı bir gelişim içindedir. Eğitim ve bilim geliştikçe dilimizde yeni kavramlara karşılık gelen kelimelere yenileri eklenir. Günlük iletişim dilinin gelişimi daha sınırlıdır ve bu gelişim toplumun kapasitesiyle orantılı olarak seyreder.”

“Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın ifadesiyle ‘ses bayrağımız Türkçe’yi gelecek kuşaklara hakkıyla teslim etmeliyiz”

ÜSTÖMER Müdürü Öğr. Gör. Selçuk Duman, dildeki değişim ve gelişimin dilin doğası gereği kaçınılmaz olduğuna işaret ederek, sözlerini şöyle tamamladı:

“Öncelikle her birey, devraldığı bu dil mirasını, şair Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın ifadesiyle ‘ses bayrağımız Türkçe’yi bir bayrak yarışı gibi gelecek kuşaklara hakkıyla teslim etme bilinciyle yetiştirilmelidir. Bu, üzerinde hassasiyetle durulması gereken bir devlet politikası olmalıdır. 

Dildeki yozlaşmaya karşı birtakım yasaklamalarla mücadele etmek yerine yeni neslin tercihlerine uygun seçeneklerin farkındalığını sağlamak isabetli olacaktır. Bu da edebiyat ve fikir dünyamızın zenginliklerini keşfetmelerini sağlayacak okumalar ve bu okumaların iz sürümleri olan söyleşileri takip etmelerini sağlamakla olacaktır.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Recent Posts

Taksim Otelleri

Taksim, İstanbul’un kültürel ve turistik merkezlerinden biri olarak bilinir ve bu sebeple pek çok konforlu…

14 saat ago

Yılbaşı İçin Hediye Fikirleri

Yeni yıl, sevdiklerimizle geçirdiğimiz anların kıymetini bir kez daha hissettiğimiz, yeni başlangıçlara adım attığımız özel…

2 gün ago

Marka ve İletişim Konferansı için geri sayım başladı!

Markalaşma ve iletişimde geleceği yakalayın: İlham veren konferans sizi bekliyor!

4 gün ago

Girişimcilerin Büyük Hataları Etkinliği 18 Aralık’ta İKÜ’de!

Girişimcilerin Büyük Hataları etkinliği 18 Aralık'ta İstanbul Kültür Üniversitesi'nde! Kaçırmayın!

6 gün ago

Fakı Mehmet Efendi, şube sayısını 42’ye çıkardığını duyurdu

Fakı Mehmet Efendi Baklavaları, şu anda İstanbul metro istasyonlarında hizmet verdiği şube sayısını 42’ye çıkardığını…

6 gün ago

Pendik Tıkanıklık Açma ve Su Kaçağı Tespiti

Evinizde veya iş yerinizde meydana gelen tıkanıklık sorunları, günlük yaşamınızı olumsuz etkileyebilir. Pendik tıkanıklık açma…

6 gün ago