VakıfBank Kültür Yayınları’nın yayımladığı “Rasyonalitenin Farklı Yüzleri” bugüne kadar şeffaf bir şekilde nadiren ele alınan rasyonalite sorununu irdeliyor. Yarım yüzyılı aşkın süredir Antik Yunan düşünce biçimini derinlemesine araştıran Profesör G. E. R. Lloyd, tarihsel, sosyolojik, psikolojik ve kültürel açıdan düşünme ve akıl yürütmenin insan toplulukları arasında ne ölçüde farklılıklar gösterdiğini sorguluyor.
VakıfBank Kültür Yayınları’nın (VBKY) Türkçede ilk kez okurla buluşturduğu “Rasyonalitenin Farklı Yüzleri” adlı kitap, rasyonalite kavramını soyut entelektüel tartışmaya açıyor. Cambridge Üniversitesi Antik Felsefe ve Bilim Kürsüsü Emekli Profesörü G. E. R. Lloyd, Antik Yunan ve Antik Çin metinleri arasında yaptığı kapsamlı karşılaştırmalar yoluyla rasyonelliğin modern Batı toplumlarına özgü olmadığını savunurken Sokrates, Platon, Aristoteles gibi Antik Çağ’ın en önemli düşünürlerinden miras alınan kavramları, sorgulayıcı bir bakış açısıyla inceliyor.
Rasyonaliteyi; mutlak, evrensel ve değişmez olana ilişkin idealite ihtiyacımızın mitleştirdiği bir unsur olarak gören Lloyd, Pascal’ın izinden giderek kaçınılması gereken iki aşırılığa dikkat çekiyor: aklı dışlamak ya da sadece aklı kabul etmek. Lloyd, rasyonelliği Batı kültürü ile irrasyonelliği ise Doğu kültürü ile ilişkilendiren indirgemeci anlayışların, rasyonelliğin irrasyonelliği de barındıran ambivalent karakterini tanıyarak aşılabileceğini ileri sürüyor. Aklın irrasyonel yönünü yok saymanın düşünce dünyamızda yarattığı tek yönlülüğü antropolojik örneklerle ortaya koyan yazar; Doğu-Batı, doğa-kültür, düz anlam-metaforik anlam gibi ikilikleri yeniden ele almaya davet ediyor.
Rasyonalite insana dair evrensel bir olgu mudur?
Okurlara “Rasyonalite, düşünce ve davranışların her yerde belirli ölçütler çerçevesinde değerlendirilebileceği, iyi tanımlanmış, insana dair evrensel bir olgu mudur? Yoksa rasyonel ve irrasyonel yalnızca kültürel yapıların bir ürünü müdür?” sorularını yönelten yazarın eseri, “Hedefler ve Metotlar”, “Gözden Geçirilmiş Rasyonalite”, “Doğa Olmadan Kozmoloji”, “Görünüm ve Varlık”, “Dil, Okuryazarlık ve Biliş”, “Tanrılar, Ruhlar, İblisler, Hayaletler, Mistisizm, Mucizeler, Büyü, Mit” ve “Sonuçlar: Rasyonalitenin Farklı Yüzleri” başlıklı yedi bölümden oluşuyor.
Fırat Kurt’un çevirisiyle dilimize kazandırılan kitabın ilk iki bölümünde rasyonalite ve göreliliğin paleontoloji, etoloji, gelişim psikolojisi ve antropoloji alanlarında nasıl geliştiği inceleniyor. Üçüncü bölümde detaylı bir kozmoloji incelemesine giren Lloyd, Yunan ve Çin yaklaşımlarındaki doğa kavramını odağına alırken akıl yürütmedeki bir takım karakteristik hataların her çeşit toplumda yaygın olarak bulunduğu uyarısını yapıyor.
“Her ne kadar bilimin gelişmesine çok şey borçlu olsak da, bilimsel araştırmalar sonucu elde edilen baş döndürücü ilerlemelerden duyduğumuz memnuniyetten doğabilecek aşırıya varan bir ilkel zafer sarhoşluğuna engel olabilmemizin kritik önemi de artmaktadır. Bu nedenle öncelikle bilimin sınırlarını kabul etmemiz, sonra da bilimsel gelişmelerin beraberinde getirdiği artan tehlikelerin farkında olmamız gerekir. Fizikte, kozmolojide, biyolojide ve psikolojide henüz anlayamadığımız ve belki de hiçbir zaman anlayamayacağımız birçok şey olabilir. Gerçekten de etkili, gözle görülür sonuçlar veren yöntemlere sahibiz ve yeni yöntemler geliştirmek için de sürekli çaba sarf ediyoruz. Bu yöntemlerden bazıları antik Yunanlıların çabalarından türetilmişken, diğerlerini Hindistan’a, İslam’a ve özellikle de Çin’e borçluyuz.”
Lloyd, dördüncü bölümde “görünüm” ve “varlık” kavramlarının kullanımlara dair sıklıkla karşılaşılan varsayımların taşıdığı tehlikelere işaret ederken, beşinci bölümde ünlü antropolog Jack Goody’nin “Yaban Aklın Evcilleştirilmesi” teorisindeki okuryazarlık ve bunun bilişsel performans üzerindeki etkileri hakkındaki argümanlarına yeni bir bakış açısı getiriyor. Yazar, altıncı bölümde ise inanç sistemleri ve ritüel pratiklerin yanı sıra Yunan ve Çinli entelektüellerin kültürel normlarından nasıl koptuğuna odaklanıyor.
Felsefeden bilişsel bilimlere kadar pek çok disiplinden beslenen eser, rasyonel dediğimiz şeylerin heterojenliğine dair hem kadim hem de modern toplumların insanlara neler öğretebileceğini araştırıyor.
G. E. R. Lloyd kimdir?
1933 yılında İngiltere’de doğan G. E. R. Lloyd, King’s College ve Cambridge Üniversitesi’nde eğitim görmüştür. Cambridge Üniversitesi’nde Antik Felsefe ve Bilim Kürsüsü’nde öğretim üyeliği, Darwin College’ta rektörlük yapmış olan Lloyd, halen Needham Research Institute’ta Kıdemli Bilim İnsanı unvanıyla çalışmalarını sürdürmektedir. 1987’de Bilim Tarihi Sardon Madalyası, 2007’de Kenyon Klasik Çalışmalar Madalyası, 2013’te Dan David Ödülü ve 2014’te Fyssen Ödülü ile onurlandırılmıştır. Düşünce tarihine yaptığı katkılardan ötürü 1997’de şövalye unvanı almıştır.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
Bağımsız, yeni nesil, tarafsız haber ve haberciliğin en üst noktasında yer alan habergezgini.com ile Türkiye’nin ve dünyanın gündemini takip edebilirsiniz.