MERAL AKŞENER: “BAŞKA BİR SEBEPLE BİR ARADAYIZ”
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, sahneye, tezahüratlar ve alkışlar eşliğinde çıktı. Konuşmaya başladığı sırada tezahüratların yoğunlaşması üzerine, “Lütfen yapmayın. Gerçekten yapmayın. Bugün başka bir sebeple bir aradayız değerli kardeşlerim” dedi.
BEN MERAL ABLAMLA DURACAĞIM
Meral Akşener konuşma yaptığı sırada, İmamoğlu da bir adım geride sahnede ona eşlik ediyordu. Akşener bu durumu esprili bir dille, “Ben masumum. Ekrem Başkanıma, geçiniz Dilek hanımefendiyle oturunuz dedim. Ama O da ‘Ben Meral ablamla duracağım’ dedi. Kendisine çok teşekkür ediyorum” dedi.
TARİH DERSİ VERDİ
Alanı dolduran genç kalabalığa seslenen Akşener, kısa bir tarih dersi verdi. Tarihin, milletlerin hayat hikayesi olduğunu alıntılayan Akşener, şöyle devam etti: “Yıl 1071 ve Alparslan bir Cuma günü namazdan çıktı. Atının üstünde beyaz elbisesiyle askerlerine seslendi. Dedi ki “Biz ölümü göze alarak bu toprakları fethedeceğiz. Olur ki şehit düşersem beni bu beyaz elbisemle gömersiniz. Ama kazanırsak istikbalimiz buradadır. Biz ölümü göze alarak bu toprakları fethedeceğiz. Yani Anadolu'yu burayı Türk'le Müslüman adaletiyle tanıştıracağız. Bir 26 Ağustos istikbalin savaşı ve zaferi. Sonra, 1453’te Fatih Sultan Mehmet dedi ki ‘Ya İstanbul beni alır ya ben İstanbul'u alırım.’ Bizans’a rağmen, Avrupa'ya rağmen, Haçlılara rağmen.”
SÖZÜ KURTULUŞ SAVAŞINA GETİRDİ
Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerini anlattığı konuşmasının devamında Akşener, Atatürk’ün o dönemde yaptıklarını duygu yüklü cümlelerle, şu şekilde anlattı:
“Çanakkale. Osmanlı yıkılmak üzere. Birinci Dünya Savaşı'na girilmiş, toprak kayıpları had safhada. Birinci Dünya Savaşı'nın sonrasında Anadolu'da her bir evden en az iki erkeğin şehit olduğu bir coğrafya. Ve, ‘Çanakkale geçilmez’ dedirten Çanakkale Savaşı. Atatürk o sabah kahvaltısını kuru ekmekle, onu suya banarak yapan Atatürk. Ve askerlerine sesleniyor. Diyor ki ‘Size ölmeyi emrediyorum. Biz savaşarak ölürken, kazanılacak zamanda diğer kuvvetler, diğer birlikler gelir ve burayı korur. Bu bir istiklal mücadelesidir. İstikbalden istiklale.’ Sonra Sakarya. Sakarya'da bir dağılma var biliyorsunuz. Yine Atatürk çıkıyor. Diyor ki ‘Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır.’ Askerler, ‘Başkomutanımın emri baş üstüne’ diyor. Sonuç itibariyle İstiklal Savaşı başarılıyor. Sonra 30 Ağustos. Şuandan itibaren aynı zamanda istiklalin başarıldığı bir savaş ve bir zafer. Şimdi 30 Ağustos'un başka kavramı daha var. Aynı şekilde 1071, 1453’teki gibi. İstiklal ve istikbal zaferidir. Niçin? Çünkü Cumhuriyetin temellerinin atıldığı gündür. Cumhuriyet nedir? Cumhuriyet birliktir, beraberliktir, liyakattir ve milletin birliği bütünlüğüdür. Kayırmanın olmadığı, illa şöyle bir aileden gelmek zorundasın denilmeyen, sınıflar arası geçirgenliğin en yüksek olduğu bir yönetim şeklidir. Ve Cumhuriyetin temelinin atıldığı 30 Ağustos.”
İMAMOĞLU 805 BİN FARK ATTI
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun da İstiklalinden sonra istikbaline el uzatıldığı zaman, ikinci turda, 24 Haziran'da o eli kırdığını ve 805 bin fark attığını hatırlattı. İmamoğlu’nun, “Kutuplaşmadan sıyrılın. Milli İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun da İstiklalinden sonra istikbaline el uzatıldığı zaman, ikinci turda, 24 Haziran'da o eli kırdığını ve 805 bin fark attığını hatırlattı. İmamğlu’nun, “Kutuplaşmadan sıyrılın. Milli iradeye el uzatmayın. Sandığa el uzatmayın” sözlerini hatırlatan Akşener, “Şimdi bizler Cumhuriyete hep birlikte sahip çıkacağız. Cumhuriyet değerlerinden uzaklaşıldığında ne olur biliyorsunuz. Liyakat ortadan kalkar ve her bir gencin, ‘Acaba bu ülke dışında bir hayat yaşayabilir miyim?’ diye umutsuzluk içinde başka ülkede, ülkelere baktığı bir anlayışın doğmasına sebep olur. Cumhuriyet'ten uzaklaşıldığı zaman artar. ‘Kaşının altında gözün var’ diyerek insanlar birbiriyle çatıştırılır” diye konuştu.
REFAH SEVİYESİNİN HERKESE YAYILDIĞI GÜNLER…
Cumhuriyettin değerlerinde uzaklaşıldığında, tek adam rejiminin olacağına vurgu yapan Akşener, konuşmasını şöyle bitirdi:
“Bugün burada birliğimiz beraberliğimiz aynı 30 Ağustos Zaferi’nde olduğu gibi. Milletin zaferinde olduğu gibi. Beraberliğimizin daim olacağı, Cumhuriyet değerlerine sıkı sıkı sarıldığımız, bu ülkeyi tam ve kamil bir demokrasiyle yönetilir hale getirinceye kadar ve ortadan kalktığı refah düzeyinin sadece kayrılanlara değil herkese, hak eden herkese yayıldığı, yaygınlaştırıldığı bir ülkenin yeni baştan inşa edildiği bir gün olmasını diliyorum.”
EKREM İMAMOĞLU: “30 AĞUSTOS, BAŞKA HİÇBİR ZAFERE BENZEMEZ”
Gecenin açılış konuşmasını yapan Ekrem İmamoğlu, dünyada sayısız askeri zaferlerin olduğunu ama milletlerin varlık veya yokluk mücadelesini belirleyen zaferlerin başka zaferlere benzemediğini söyledi. 30 Ağustos Zaferi’nin tarihteki başka hiçbir zafere benzemediğini vurgulayan İmamoğlu, “Öncesi ve sonrasıyla, 30 Ağustos Zaferi eşsizdir. Çünkü, 30 Ağustos 600 yıllık bir cihan imparatorluğunun küllerinden yepyeni ve modern bir milletin kendini yeniden yarattığı bir zaferin adıdır” diye konuştu.
ONURLU BİR MİLLETİN ÖNÜNDE HİÇBİR GÜÇ DURAMAZ
30 Ağustos’un öncesinde 19 Mayıs, sonrasında ise 29 Ekim olduğunu belirten İmamoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“19 Mayıs 1919’da, “Ya istiklal ya ölüm” diyerek ayağa kalkan bu millet. 29 Ekim 1923’te kendi kendini yönetme iradesini ortaya koyabildiyse; bunu gerçekten de 30 Ağustos’a borçludur! 30 Ağustos, Samsun’da başlayan Anadolu İhtilalini, Ankara’da Cumhuriyet idealiyle buluşturan zaferin adıdır. Kuvayı Milliye direnişinden, milli iradenin egemenliğine uzanan yolun en şanlı, en büyük zaferidir 30 Ağustos. 30 Ağustos, esir alınmak istenen bir milletin, diz çöktürülmek istenen bir ordunun kendini yeniden var ettiği zaferin adıdır. 30 Ağustos ile apaçık ortaya çıkmıştır ki özgürlük ve bağımsızlığına tutkun, milli iradenin üzerinde bir “19 Mayıs 1919’da, “Ya istiklal ya ölüm” diyerek ayağa kalkan bu millet. 29 Ekim 1923’te kendi kendini yönetme iradesini ortaya koyabildiyse; bunu gerçekten de 30 Ağustos’a borçludur! 30 Ağustos, Samsun’da başlayan Anadolu İhtilalini, Ankara’da Cumhuriyet idealiyle buluşturan zaferin adıdır. Kuvayı Milliye direnişinden, milli iradenin egemenliğine uzanan yolun en şanlı, en büyük zaferidir 30 Ağustos. 30 Ağustos, esir alınmak istenen bir milletin, diz çöktürülmek istenen bir ordunun kendini yeniden var ettiği zaferin adıdır. 30 Ağustos ile apaçık ortaya çıkmıştır ki özgürlük ve bağımsızlığına tutkun, milli iradenin üzerinde bir şahıs ya da makam tanımayan, onurlu bir milletin önünde hiçbir güç duramaz. Ne mutlu bize ki 30 Ağustos’ta, Afyon’da, Gazi Mustafa Kemal’in başkomutanlığı altında tek yürek olduk. Ve işte bu gerçeği tüm dünyaya kanıtladık. O gün, bu milletin onurlu fertleri olarak yurdumuza ve Anadolu’muza sahip çıkmak için bir olduk, beraber olduk. Tek ve çok güçlü bir yumruk olduk. O gün, bu topraklarda özgür ve eşit yurttaşlar olarak yaşayabilmek için hep birlikte ayağa kalktık. Ve bizi esir etmek ve kendilerine kul etmek isteyen kimler varsa. Bizi vatansız, topraksız, devletsiz ve geleceksiz bırakmak isteyen hangi güçler varsa. Hepsini dize getirdik. 30 Ağustos’ta hepsine diz çöktürdük.”
BU ÜLKENİN SINIRLARI, 30 AĞUSTOS’TA BU MİLLETİN KANIYLA ÇİZİLDİ
İmamoğlu, 30 Ağustos’tan alınan güçle, bugün, millet egemenliğine dayalı ve tam bağımsız bir Türkiye’nin ortaya çıktığını ve bunu da tüm dünyanın sonsuza kadar bilmesi gerektiğini söyledi. “Tüm dünya bilsin ki, sonsuza kadar da hep öyle kalacağız” diyen İmamoğlu, “Bu ülkenin sınırları, 30 Ağustos’ta bu milletin kanıyla, canıyla çizdiği sınırlardır. O sınırlar bizim varlığımızın ve bağımsızlığımızın teminatıdır. 30 Ağustos’ta şehitler vermiş bir milletin evlatları olarak elbette ülkemizin sınırlarına sahip çıkacağız. Bu ülkenin sınırları, büyük önderin söylediği gibi “yurtta barış, dünyada barış” ilkesiyle çizildi” ifadelerini kullandı.
BU CENNET VATANI, DOĞAL AFETLERE TESLİM EDEMEYİZ
Türkiye’nin, sınırlarına elbette sahip çıkacağını, sınırlara sahip çıkmanın da başkalarının sınırlarına, hak ve hukuklarına da saygı duymak olduğunun altını çizen İmamoğlu, konuşmasını şu şekilde tamamladı:
“Bu toprakların herhangi bir biçimde istilasına asla izin vermeyeceğimizi 30 Ağustos 1922’den beri dünyadaki herkes çok iyi biliyor. Ama sevgili İstanbullular, bu güzel yurdun yangınlarla, sellerle ve depremlerle harap olmasına da seyirci kalamayız. Herkesten sakınıp esirgediğimiz bu cennet vatanı, doğal afetlere teslim edemeyiz. Afet üretmeyen ve afetlere asla zemin hazırlamayan politikalara, hızla ve hep birlikte harekete geçmeye ihtiyacı var. Devlet, millet, sivil toplum ve bu milletin evlatları olarak, bu cennet vatanın doğasının korunması için de zafere ihtiyacımız var. İnanıyorum ki, kısa sürede bu alanda da zaferlere erişeceğiz. Tüm dünyanın bildiği en yalın gerçeği daima hatırlayalım: ‘30 Ağustos, vatanı için her şeyi göze alan bu milletin zaferi ve kutlu bayramıdır.’ Dün milletin zaferi nasıl engellenemediyse, bugün milletin bayramı da engellenemeyecek. Bu topraklarda 30 Ağustos’larda hep bir bayram coşkusu, gururu ve mutluluğuyla, 16 milyon İstanbulluyla kardeşçe yaşayacağız. Bize bu umudu veren, bizi birleştiren ve millet olarak ufkumuzu açan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve silah arkadaşlarını anarak ve anlayarak.”
3D ŞOVLU MOR VE ÖTESİ KONSERİ
Konuşmaların ardından, Mor ve Ötesi’ grubu, özel bir 3D ışık şovu eşliğinde Zafer Bayramı’na özel senfonik konser verdi Grup, konserden alacağı ücreti ‘İstanbul Vakfı’nın kız çocuklarını eğitimi için başlattığı ‘Büyüt Hayallerini’ projesine bağışlayacağını açıklamıştı.
30 AĞUSTOS SERGİSİNİ GEZDİRDİ
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, eşi Dilek İmamoğlu ile birlikte, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’i, Yenikapı Etkinlik Alanı’nda açılan 30 Ağustos Zaferin Fotoğraf Sergisi’ni gezdir. Sergide, 30 Ağustos’a giden yolda, Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının fotoğrafları ve o dönem yayınlanan gazetelerden kesitler yer alıyor.
VALİLİK RESEPSİYONUNA KATILDI
İmamoğlu, Yenikapı Etkinlik Alanı’ndaki program öncesinde, 30 Ağustos Zafer Bayramı dolayısıyla, İstanbul Arkeoloji Müzesi bahçesinde kabul töreni düzenlendi. İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, eşi Hatice Nur Yerlikaya, 1. Ordu Komutanı Korgeneral Kemal Yeni, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve eşi Dilek İmamoğlu tören alanının girişinde konukları kabul etti.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
Bağımsız, yeni nesil, tarafsız haber ve haberciliğin en üst noktasında yer alan habergezgini.com ile Türkiye’nin ve dünyanın gündemini takip edebilirsiniz.
Taksim, İstanbul’un kültürel ve turistik merkezlerinden biri olarak bilinir ve bu sebeple pek çok konforlu…
Yeni yıl, sevdiklerimizle geçirdiğimiz anların kıymetini bir kez daha hissettiğimiz, yeni başlangıçlara adım attığımız özel…
Markalaşma ve iletişimde geleceği yakalayın: İlham veren konferans sizi bekliyor!
Girişimcilerin Büyük Hataları etkinliği 18 Aralık'ta İstanbul Kültür Üniversitesi'nde! Kaçırmayın!
Fakı Mehmet Efendi Baklavaları, şu anda İstanbul metro istasyonlarında hizmet verdiği şube sayısını 42’ye çıkardığını…
Evinizde veya iş yerinizde meydana gelen tıkanıklık sorunları, günlük yaşamınızı olumsuz etkileyebilir. Pendik tıkanıklık açma…