Categories: Sağlık

Meme Kanseri Hakkında Doğru Sanılan 8 Hatalı Bilgi!

Dünya Sağlık Örgütü, en sık görülen kanser türünün artık akciğer kanseri değil, meme kanseri olduğunu açıkladı.

Dünyada her yıl 2 milyon 300 bin kadına meme kanseri tanısı konuluyor. Ülkemizde de kadınlarda gelişen her 4 kanserden 1’ini meme kanseri oluşturuyor. Başka bir deyişle, her 8 kadından 1’i, yani kadınların yüzde 13’ü yaşamları boyunca meme kanserine yakalanma riski taşıyor. Acıbadem Ataşehir Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Metin Çakmakçı, son yıllarda tanı ve tedavisinde yaşanan önemli gelişmeler sayesinde meme kanserinin artık ölümcül bir hastalık olmaktan çıkarak kronik bir hastalığa dönüştüğüne dikkat çekiyor. Tedaviden başarılı sonuç alınması için kadınların tarama programlarında yer alan  tetkik ve muayenelerini düzenli olarak yaptırmaları ve meme kanserine yönelik belirtilerde zaman kaybetmeden hekime başvurmaları gerektiğine işaret eden Prof. Dr. Metin Çakmakçı, “Ancak meme kanseriyle ilgili risk faktörlerinden tedaviye kadar pek çok konuda toplumda doğru sanılan hatalı bilgiler mevcut. Bu hatalı bilgiler hastaların gereksiz kaygıya kapılmalarına, daha da önemlisi hekime geç başvurmaları nedeniyle tedavinin güçleşmesine neden olabilmektedir” diyor. Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Metin Çakmakçı,  meme kanseri hakkında toplumda doğru sanılan hatalı bilgileri anlattı; önemli önerilerde bulundu! 

Aile öyküsü yoksa meme kanseri gelişmez. YANLIŞ! 

DOĞRUSU: ‘Ailemde meme kanseri yoksa bende de olmaz’ düşüncesi nedeniyle rutin kontroller sıkça ihmal ediliyor. Oysa meme kanserinin yüzde 90’ından fazlası kalıtsal olmayan etkenlerden kaynaklanıyor. Dolayısıyla meme kanseri tanısı alan kadınların çok büyük bir bölümünde aile öyküsü veya genetik bir bozukluk görülmüyor. Bu nedenle aile öyküsü olmayan kadınların da tarama programlarında yer alan mamografi, ultrasonografi ve meme muayenelerini yaptırmaları yaşamsal öneme sahip. 

Sadece annenin aile öyküsü riski artırır! YANLIŞ!

DOĞRUSU: Meme kanserinde aile öyküsünden söz edildiğinde aklımıza sadece annede ve 1’nci derece akrabalarda görülen meme kanseri geliyor. Aslında aynı şekilde baba tarafında meme kanseri görülmesi de riski yükseltiyor. Bunun sebebi ise genlerin yarısının anneden yarısının ise babadan gelmesidir. 

Meme kanseri ağrı yapmaz. YANLIŞ!  

DOĞRUSU:  Memede ya da koltuk altında ele gelen kitle meme kanserinin en yaygın ve en önemli belirtisi oluyor. Toplumda meme kanseriyle ilgili hatalı bilinen bir başka konu ise meme kanserinde kitlenin ağrı yapmamasına yönelik. Yaygın inanışın aksine, hastaların yüzde 1-2’sinde memede ve meme başında ağrı oluyor. 

Mamografideki   radyasyon  miktarı çok yüksektir. YANLIŞ!

DOĞRUSU: Günümüzde kullanılan modern mamografi cihazlarıyla gerçekleştirilen çekimler sırasında maruz kalınan radyasyon miktarı, yaklaşık birkaç saatlik uçak yolculuğunda alınan radyasyon miktarına eş değer oluyor. Prof. Dr. Metin Çakmakçı, “Tarama ve tanı amaçlı kullanılan mamografi kansere erken tanı konmasını sağlayarak hayat kurtarmaktadır. Dolayısıyla erken tanı için risk altında olmayan her kadının 40 yaşından itibaren yılda bir kez mamografi, ultrasonografi ve hekim tarafından yapılan elle muayeneyi ihmal etmemesi gerekir. Risk altında olan kadınlarda ise bu taramalara daha erken yaşta başlanır.” diyor. 

Emzirmek meme kanserinden korur. YANLIŞ!

DOĞRUSU: Yapılan çalışmalara göre; 35 yaş altında doğum yapmak ve bebeğini uzun süre emzirmek meme kanseri riskini biraz düşürüyor. Ancak kadın olmak meme kanseri için tek başına önemli bir risk faktörü. Dolayısıyla erken yaşta doğum yapan ve emziren kadınların da meme kanseri riski taşıdıkları için rutin tetkiklerini aksatmamaları gerekiyor.

Doğum kontrol ilaçları meme kanserini tetikler. YANLIŞ!

DOĞRUSU: Doğum kontrol ilaçlarının meme kanseri riskini artırdığına yönelik iddialar da bilimsel olarak kanıtlanmamış. Prof. Dr. Metin Çakmakçı, “Günümüzde kullanılan doğum kontrol ilaçlarının oldukça düşük dozda östrojen ve progesteron hormonu içermeleri nedeniyle meme kanseri riskini artırmaları beklenmez. Yapılan klinik çalışmalarda da doğum kontrol ilaçları kullanan kadınlarda meme kanseri riskinin yükseldiğini gösteren herhangi bir sonuç alınmamıştır” diyor.

Kanser tanısı konulan her kadın memesini kaybeder. YANLIŞ! 

DOĞRUSU: Erken evre meme kanserinin öncelikli tedavisi cerrahi yöntem oluyor. Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Metin Çakmakçı, cerrahi işlemlerde yıllar içerisinde ciddi gelişmeler yaşandığına işaret ederek, “Eskiden meme kanserinde genellikle; tümörün yanı sıra meme dokusu, meme altındaki bazı kaslar ve koltuk altında yer alan lenf düğümlerinin çıkarılmasıyla gerçekleştirilen mastektomi ameliyatı uygulanırdı.   Günümüzde ise özel durumlar dışında, kanser tanısı alan kadınların memesi korunabilmekte ve hastalığın tedavisi doğal bir meme görüntüsüne sahip sonuçlar ile gerçekleştirilmektedir” diyor. 

Biyopsi ve ameliyat kanseri vücuda yayar. YANLIŞ! 

DOĞRUSU: Toplumdaki yaygın inanışın aksine, memeye biyopsi yapılması kanserin yayılmasına neden olmuyor. Prof. Dr. Metin Çakmakçı, kanserin iğne veya bıçağın değmesiyle vücuda yayılmadığını vurgulayarak, sözlerine şöyle devam ediyor: “Kanser riski taşıyan her kitleye; ultrasonografi, mamografi veya MR kılavuzluğunda alınan örneğin incelenmesi ile patoloji uzmanları tarafından tanı konulur. Erken evre meme kanseri tedavisinin ilk basamağı da cerrahi yöntemdir. Ameliyatlar kanseri vücuda yaymaz, tam aksine tümörün çıkarılmasını sağlayarak hayat kurtarır. Tedavide kullanılabilen üç farklı aracımız var: Cerrahi, ilaç tedavisi ve ışın tedavisi (radyoterapi). Bunların üçü de farklı şekillerde ve farklı sırayla olsa da hemen hemen her hastada kullanılır. Erken evrelerde ilk tedavi basamağı ameliyatla tümörün yok edilmesi ve koltuk altındaki lenf bezlerinde tümör hücresi olup olmadığının anlaşılmasıdır. Bazı meme kanseri türlerinde evresine bakmaksızın önce ilaç tedavisi ile başlamanın daha iyi sonuç verdiğini biliyoruz. İlaç denilince hemen kemoterapi anlaşılmamalı, bugün elimizde tümör tipi ve evresine göre kullandığımız ve etki mekanizmaları çok farklı ilaçlar var” 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Recent Posts

Kurumsal Yayıncılık Nedir Etkili Kurumsal Yayıncılık İçin 10 Altın Öneri

Markaların, hedef kitleleri, çalışanları ve diğer paydaşlarıyla doğrudan ve güvenilir bir iletişim kanalı kurmasını sağlayan…

2 saat ago

Spor Yapıyorum Ama Neden Gelişemiyorum?

Spor salonuna düzenli gidiyorsun, antrenmanlarını aksatmıyorsun, ter döküyorsun… Ama aynaya baktığında veya tartıya çıktığında beklediğin…

1 gün ago

Kriz İletişimi Nedir? Etkili Kriz İletişimi İçin 10 Altın İpucu

Markaların itibarlarının en hassas olduğu ve kamuoyu algısının hızla değişebildiği anlarda devreye giren hayati yönetim…

1 gün ago

Kurumsal Sosyal Sorumluluk Nedir? Etkili Kurumsal Sosyal Sorumluluk İçin 10 Altın Öneri

Modern iş dünyasında, şirketlerin başarısı sadece finansal kârlılıkla değil, aynı zamanda çevreye ve topluma karşı…

2 gün ago

Almanya’da Üniversite Okumak: Kariyerinize Avrupa İmzası Atın

Küreselleşen dünyada akademik bir diploma sahibi olmak artık tek başına yeterli bir kriter sayılmamaktadır. Öğrenciler…

2 gün ago

Kurumsal Kimlik Nedir? Etkili Kurumsal Kimlik İçin 10 Altın İpucu

Bir markanın profesyonelliğini, değerlerini ve pazar nezdindeki ayırt ediciliğini ilk bakışta yansıtan görsel ve sözel…

3 gün ago