Karabağ zaferi ikinci yılında EÜ’de tartışıldı
Azerbaycan’ın Karabağ’da elde ettiği unutulmaz zaferin ikinci yılı münasebeti ile Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü (TDAE) ev sahipliğinde “44 Günlük Vatan Savaşı: Büyük Zafere Giden Yol" paneli düzenlendi. Panele; Azerbaycan Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosu Nermine Mustafayeva, İzmir Vali Yardımcısı Fatih Kızıltoprak, Ege Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Ersan, Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Nadim Macit, Milli Savunma Üniversitesi Kara Harp Okulu Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Ethem Antur, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Toğrul İsmayıl, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
Panelin açılış konuşmasını gerçekleştiren Azerbaycan Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosu Nermine Mustafayeva, “Öncelikle bu panelin gerçekleştirilesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Karabağ’da kazanılan zafer, yalnızca bizim zaferimiz değil, bizi zor günlerimizde destekleyen, yanımızda olan, omuz omuza duran hak ve adaletin tarafında olanların zaferidir. 2020 yılı, Azerbaycan için tarihsel bir yıl oldu. 30 yıldır Ermenistan işgali altındaki topraklarımızı özgürlüğe kavuşturmak, toprak bütünlüğümüzü yeniden kazanmak, bölgeye düzenlenen saldırıları durdurmak için harekete geçtik. 44 gün süren vatan savaşı, bizim şanlı zaferimizle tarihe yazıldı. 3 bine yakın evladımız kendi kanlarını ve canlarını vatan için, toprak için kurban verdiler. Onların her birini, kahraman gazilerimizi, onları cepheye gönderen aileleri saygıyla anıyor ve hepsiyle gurur duyuyoruz. Şehitlerimizin ruhu şâd, mekanları cennet olsun” diye konuştu.
“Ermenistan, hukuku hiçe saydı”
Azerbaycan’ın Karabağ meselesini her zaman barışçıl yöntemlerle çözmeye çalıştığını belirten Mustafayeva, “Azerbaycan halkı 30 yıl bu Karabağ sorununu barışla çözmeye çalıştı. Çünkü biz buna inandık. Uluslararası hukuka sığındık. Fakat biz bunu ümit ettikçe Ermenistan, hukuku hiçe saydı. Saldırgan siyasetini devam ettirdi. Bu sonuçları görünce de Azerbaycan kendi gücünü ortaya koydu. Sonucunda adaleti biz kendimiz sağladık. 30 yıl sonra Cumhurbaşkanımız İlham Aliyev liderliğinde, cesur ordumuzun, Azerbaycan ve Türk halkının birliği ve kardeşliği ile topraklarımızı aldık ve zafere ulaştık. Şimdi Azerbaycan, o bölgeye yeniden hayat getiriyor. Binalar, evler, okullar, tüneller, havaalanları inşa ediliyor” dedi.
“Karabağ sorunu, toplumun gözü önünde çözümsüzlüğe terk edildi”
Ermenistan’ın, Karabağ sürecinde saldırgan bir tutum izlediğine dikkat çeken EÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Ersan, “SSCB’nin yıkılışı ile birlikte dünyaya miras olarak büyük çatışmalar kaldı. Bunlardan en büyüğü de Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki ateşkes kararından 26 yıl sonra kanlı çatışmalara yol açan Karabağ sorunudur. Azerbaycan’ın bir parçası olan Karabağ’da uluslararası hukuka aykırı bir şekilde Ermenistan işgali gerçekleştirildi. 1994 yılında Rusya’nın arabuluculuğu ile bir ateşkes yapılsa da iki ülke arasında asla bir barış antlaşması imzalanamadı. Ateşkesle birlikte Azerbaycan toprakları işgal altında kaldı. Aslında Karabağ sorunu, uluslararası toplumun gözünün önünde çözümsüzlüğe terk edildi. Bu çözümsüzlük ise Ermenistan’ın lehine işledi. Ermenistan, taciz ve saldırılarını sürdürdü. 2020 yılı içerisinde Ermenistan'ın sıcak çatışmalar içeren saldırılara başlaması, Azerbaycan’ın da kendi topraklarını savunmak adına karşılık vermesi Karabağ sorununun bölgenin ve dünyanın en önemli konuları arasında yer almasına neden oldu. Esasında Karabağ sorunu bölgesel bir sorun olmanın çok ötesinde global ölçekte kritik konular içeriyor. Azerbaycan’ın zaferiyle biten 44 günlük savaş boyunca Ermenistan devleti, sivilleri de hedef alan tutumu ile uluslararası hukuku çiğnemeye devam etmiş, bölgedeki barış ve istikrarın önündeki en büyük engel olmuştur” dedi.
Türkiye’nin her zaman kardeş ülke Azerbaycan’ın yanında olduğunu ifade eden Prof. Dr. Ersan, “Türkiye, bu süreçte Ermenistan’ın zulmü karşısında kardeş ülkemiz Azerbaycan’ın yanındaki yerini almıştır. Bununla beraber acı kayıplar, büyük kahramanlıklar ve fedakarlıklar üzerine kazanılan bu zaferin ardından bölgedeki kalıcı barışın sağlanması hususunda gayret sarf edilmelidir. Bu panelin gerçekleştirilmesinde emeği geçen herkesi kutluyorum” diye konuştu.
“Bu zafer, Türk dünyasının yeniden dirilişidir”
Kazanılan zaferin, Türk dünyasının yeniden dirilişi olduğunu söyleyen EÜ TDAE Müdürü Prof. Dr. Nadim Macit, “Azerbaycan’ın Karabağ için verdiği 44 günlük mücadele Türk dünyası açısından son derece önem taşımaktadır. Bu 44 günlük sürede Türkiye’nin Azerbaycan ile olan ilişkisi, gerek iktisadi gerekse teknolojik alanda ülkemizin savunma sanayinde geliştirdiği değerler, kazanılan zaferde önemli rol oynamıştır. Bu tarih, aynı zamanda Türk dünyasının da yeniden dirilişidir. Bu sebeple ‘Tek Millet İki Devlet’ dediğimiz bu oluşumu kazandıkları zaferden ötürü tebrik ediyorum. Bu mücadelede şehit olan tüm kahramanları rahmetle anıyorum. Ruhlar şâd olsun” dedi.
TDAE’nin Türk dünyasına yönelik önemli hizmetler gerçekleştirdiğini söyleyen Prof. Dr. Macit, “Enstitümüz yaklaşık 40 yıldır Türk dünyasına yönelik hizmetler yapmaktadır. Türk dünyasının her noktasında bulunan öğrencilerimize Türkçeyi öğretiyoruz. Bir dil öğretmenin stratejik anlamdaki önemi ortadadır. Türk dünyasının her meselesini Türkoloji olarak görüyoruz. Sadece meseleye dil açısından bakmıyoruz. Dolayısıyla kurumumuz, Türk dünyasına açılan bir pencere görevini üstlenmektedir. Son zamanlarda Rektörümüz Prof. Dr. Necdet Budak’ın liderliğinde Türk dünyasına yönelik yapılan açılımlarla Azerbaycan ve Özbekistan üniversiteleri ile geliştirilen akademik iş birlikleri takdire şayandır” diye konuştu.
Uzman akademisyenler zaferi değerlendirdi
Konuşmaların ardından Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü Türk Dünyası Sosyal, Ekonomik ve Siyasi İlişkiler Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Vefa Kurban'ın moderatörlüğünde bir panel gerçekleştirildi. Panele konuşmacı olarak katılan Milli Savunma Üniversitesi Kara Harp Okulu Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Ethem Antur, Ermenilerin, Rusya’dan aldığı destekle Türklerin toprağına göz diktiğini belirtti. Türkiye’nin Azerbaycan’a karşı kardeşlik vazifesini yerine getirdiğini söyleyen Prof. Dr. Antur, kazanılan zaferde Azerbaycan ordusunun Türk ordusundan edindiği tecrübenin önemli rol oynadığını dile getirdi.
Kazanılan zaferde devlet ve ordunun bir bütün haline geldiğini ifade eden Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Toğrul İsmayıl, “Azerbaycan ordusu disiplinli bir şekilde savaşı yürüttü. Şuşa Beyannamesi iki devleti birlikte hale getirdi. O süreçten sonra Azerbaycan, Türk ordu modelini kabul etti. Türkiye-Azerbaycan birliklerinin gittikçe güçlenmesi gurur vericidir. Bizim güçlü olmamız için bilim ve teknolojiye sahip olmamız lazım. Bugün zaten tarih bize yeni bir ders veriyor" diye konuştu.
Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı
Bağımsız, yeni nesil, tarafsız haber ve haberciliğin en üst noktasında yer alan habergezgini.com ile Türkiye’nin ve dünyanın gündemini takip edebilirsiniz.