Ülkemizi yasa boğan 6 Şubat Kahramanmaraş depremleri sonrasında 11 ildeki enkazların ortadan kaldırılmasına başlandı. İnsan ve çevre sağlığı açısından önemli riskler barındıran enkazların uygun şekilde kaldırılması gerektiğini vurgulayan uzmanlar, enkazların öncelikle geçici depolama alanlarına alınmasını sonra özelliklerine ve risk seviyelerine uygun şekilde ayrılıp dönüştürülmesi gerektiğini söyledi.
Enkaz kaldırılması sırasında ortaya çıkan tozların da sağlık açısından pek çok sakıncalar oluşturabileceğini ifade eden uzmanlar, enkazın kaldırılması sırasında kanserojen ve tehlikeli maddelerin büyük bir kısmının solunum yoluyla taşınacağı için hafriyat aşamasında spreyleme yapılmasını ve maske kullanılmasını tavsiye etti.
Üsküdar Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Çevre Sağlığı Programı Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Adiller, deprem bölgesindeki enkazların insan ve çevre sağlığına uygun şekilde bertaraf edilmesi gerektiğine ilişkin değerlendirmede bulundu.
Enkaz atık miktarı çok fazla
Ülkemizi derinden sarsan Kahramanmaraş depremlerinin pek çok ilimizi ve bu illerde yaşayan 13 milyonu aşkın insanı doğrudan etkilediğini kaydeden Dr. Ahmet Adiller, “Depremden yüksek oranda etkilenen illerde yaşamın tekrar kurulması nihai hedeflerin başında gelmektedir. Bu hedefin gerçekleşmesi için söz konusu yerleşim alanlarında yıkılan yapılara ait atıkların uzaklaştırılması ilk adımı oluşturmaktadır. Depremin şiddeti, yayıldığı alan ve yıkılan bina sayısı göz önünde bulundurulduğunda işlenmesi gereken enkaz atık miktarının çok olması öngörülmektedir.” dedi.
Geçici depolama alanı oluşturulmalıdır
Bu atıkların öncelikle geçici depolama alanlarına alınması gerektiğini ifade eden Dr. Ahmet Adiller, “Bu atıklar mevcut geri dönüşüm ve bertaraf tesislerinde de işlenebilir. Ancak bu büyüklükteki bir atığın geri dönüşüm için işlenmesi ve geri dönüştürülemeyen kısmının bertaraf edilmesi mevcut tesislerin kapasitesinin taşıyabileceğinden daha yüksek bir yük getirebilir. Bu yüzden enkaz atıkları bu tesisler yerine alternatif olarak oluşturulacak bir geçici depolama alanına alınmalıdır.” dedi.
Geçici depolama alanları su kaynaklarına uzak olmalıdır
Geçici depolama alanlarında olması gereken özelliklere de dikkat çeken Dr. Ahmet Adiller, “Bu alan bölgesel su kaynaklarının yer almadığı, karayoluyla rahatlıkla ulaşılabilecek, fay hattı üzerinde bulunmayan ve sağlam bir zemine sahip olmalıdır. Bu alanın belirlenmesi ve özellikle zemin için gerekli ön hazırlıkların yapılmasından sonra enkazın hızlı bir şekilde bu alana taşınması gerekmektedir. Çünkü enkazın kaldırılmadığı her gün enkaz içerisinde kalan organik maddenin bozunması ile çevresel bir sağlık riski oluşmaktadır ve bu sağlık riski bölgede bulunan vatandaşlarımızı ve canlıları tehdit etmektedir.” uyarısında bulundu.
Eski yapılarda asbest riski bulunuyor
İnşaat yıkıntıları ya da hafriyat atıklarının günümüzde çevresel olarak risk faktörü düşük olan ve inert adı verilen atıklardan olduğunu kaydeden Dr. Ahmet Adiller, “Ancak geçmişte üretilen pek çok yapı malzemesi asbest gibi çevre ve insan sağlığına zarar veren içeriklere sahiptir. Ayrıca deprem gibi afetler sonucunda yıkılan yapılarda, yapının hammaddesi olarak kulanılmayan ancak içerisinde depolanan pek çok tehlikeli madde bulunabilir.” dedi.
Yapının kullanım amacı da bilinmelidir
Bu yüzden enkazı kaldırılan yapının kullanım amacının da bilinmesi ve enkaz kaldırma çalışmalarının ona uygun olarak kaldırılması gerektiğini ifade eden Dr. Ahmet Adiller, “Kaldı ki enkazın kaldırılması sırasında etrafa yayılacak olan toz bile içerisinde herhangi bir kanserojen ya da tehlikeli bir madde barındırmasa da insan sağlığına oldukça zararlıdır.” dedi.
Spreyleme yapılmalı, maske kullanılmalı
Enkaz kaldırılması sırasında ortaya çıkan tozların da sağlık açısından pek çok sakıncalar oluşturabileceğini ifade eden Dr. Ahmet Adiller, “Ayrıca enkazın kaldırılması sırasında kanserojen ve tehlikeli maddelerin büyük bir kısmı da solunum yoluyla taşınacağı için, havaya kalkan tozlar bu maddelerin taşınmasına da sebep olacaktır. Bu yüzden enkaz kaldırma sırasında günümüzde inşaatların hafriyat aşamasında da yapılan spreyleme ve maske kullanımı toz yayılımını minimize ederek insan ve canlı sağlığını koruyacaktır.” tavsiyesinde bulundu.
Atıklar özelliklerine ve risk seviyelerine göre ayrılmalıdır
Enkazın kaldırılması ve geçici depolama tesisine taşınması sonrasında ise bu atıkların özelliklerine ve risk seviyelerine göre ayrılması gerektiğini ifade eden Dr. Ahmet Adiller, “İnşaat yıkıntı atıklarının büyük bir kısmı geri dönüştürülerek tekrar kullanılabilir özelliktedir. Ancak bu atıklara karışmış ya da bulaşmış olan pek çok tehlikeli madde ya da atık bulunabilir. Bu yüzden deprem bölgesindeki atıkların toplanması ve işlenmesi konusunda detaylı bir inceleme ve iyi bir planlama yapılması oldukça önemlidir.” diye konuştu.
Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı
Bağımsız, yeni nesil, tarafsız haber ve haberciliğin en üst noktasında yer alan habergezgini.com ile Türkiye’nin ve dünyanın gündemini takip edebilirsiniz.
Dijital pazarlama dünyasında dikkat çekmek hiç olmadığı kadar zor. Her gün yüzlerce reklamla karşılaşan kullanıcılar, artık…
Naylon fatura nedir sorusu ile sıklıkla karşılaşılmakta olup bu soruyu cevaplamak için Vergi suçları ve…
Sukhamed, engelli bireylerin yaşam kalitesini artırmaya odaklanmış geniş bir ürün yelpazesine sahip kapsamlı bir e-ticaret…
Ev dekorasyonu, sadece görsel bir estetik sunmanın ötesinde, bir evin ruhunu ve sahibinin kişiliğini yansıtan…
Yenilikçi dijital çözümler ve kullanıcı odaklı hizmetleriyle, web tasarımı, e-ticaret ve dijital reklam yönetiminde markalar…
İş dünyasına dair farkındalık yaratan EduTalks, 18 Kasım’da İstinye Üniversitesi’nde sektör liderlerini öğrencilerle buluşturuyor.