Diyaliz hastaları tuz, potasyum ve fosforlu besinlerden uzak durmalı…
Bir diyaliz hastası için beslenme ve bilinçli davranış büyük önem taşıyor. Hemodiyaliz hastalarının sağlıklarını sürdürmelerinde tedavi programı, diyet ve sıvı kısıtlamalarına uyum göstermelerinin oldukça önemli olduğunu belirten uzmanlar, beslenirken özellikle tuzlu, fosforlu ve potasyum içeren besinlere dikkat edilmesi gerektiğini ifade ediyor. Üsküdar Üniversitesi Diyaliz Program Başkanı Öğr. Gör. Meliha Çakmak, diyaliz hastaları için beslenme ve kilo kontrolünün de çok önemli olduğuna dikkat çekerek iki diyaliz seansı arasında 1,5 – 2 kilodan fazla almamalarını tavsiye ediyor.
Üsküdar Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Diyaliz Program Başkanı Öğr. Gör. Meliha Çakmak, diyaliz hastalarının beslenmede dikkat etmesi gereken noktaları paylaştı ve çok önemli tavsiyelerde bulundu.
Beslenme ve bilinçli davranış çok önemli
Bir diyaliz hastası için beslenme ve bilinçli davranışın çok önemli olduğunu vurgulayan Öğr. Gör. Meliha Çakmak, “Hemodiyaliz hastalarının sağlıklarını sürdürmelerinde tedavi programı, diyet ve sıvı kısıtlamalarına uyum göstermeleri oldukça önemlidir. Ancak hastalar için uygulanması en zor olan durum, diyet ve sıvı kısıtlamalarıdır. Çünkü hastalık hem yeme alışkanlıklarını ve tercihlerini etkiliyor hem de özellikle sıvı, protein ve potasyum alımı konusunda birçok kısıtlama getiriyor. Hemodiyaliz tedavisi alan hastalar için diyet tedavi rejiminin can alıcı noktasıdır ve diyete uyumsuzluk çoğu zaman sıvı-elektrolit dengesini bozar, malnütrisyon gelişme riskini ve mortaliteyi arttırır. Bu nedenle hemodiyaliz tedavisi öncesinde ve sırasında ortaya çıkan uyum sorunlarının belirlenip çözümlenmesi ile tedavinin etkinliği önemli düzeyde artırılabilir.” dedi.
İlk olarak tuzdan uzak durulmalı
Öğr. Gör. Meliha Çakmak; hemodiyaliz hastalarının beslenirken tuzlu, fosforlu ve potasyum içeren besinlere dikkat etmelerini gerektiğini söyledi ve sözlerine şöyle devam etti:
“Günlük tuz ihtiyacı 2 gramdır. Bu miktar beslenirken hiç tuz kullanılmasa bile besinlerin kendi tuzundan karşılanır. Yani tamamen tuzsuz yenen ekmeğin, etin, yumurtanın, sebzenin ve benzeri gıdaların kendi tuzu vardır ve bu tuz insana yeter. Böbrek hastası bilmelidir ki uzun ve sağlıklı yaşamak için en önemli iş, tuzu tam olarak hayatından çıkarmaktır. Sağlıklı bir birey, ihtiyaç fazlası fosforu böbrekler yolu ile atar ancak böbrek hastasının fosforu tek atma yolu diyalizdir ve fazlası kanda birikir. Kanda biriken fosfor, üremik kemik hastalığı denen bir çeşit kemik hastalığına, kan damarları ve yumuşak dokularda kireçlenmeye sebebiyet verir.”
Potasyum ölümcül sonuçlar doğurabiliyor
Normalde yiyecek ve içecekle alınan ihtiyaç fazlası potasyumun böbreklerden idrar yolu ile atıldığını belirten Öğr. Gör. Meliha Çakmak, “Böbrek yetersiz çalıştığı ya da hiç çalışmadığı için böbrek hastasının kanında potasyum yükselir. Kanda biriken potasyum, kalpte ölümcül ritim bozukluğuna yol açar. Bu sebeple potasyum böbrek hastası için en tehlikeli olan maddedir.” dedi ve dikkat edilmesi gereken önemli noktaları şöyle paylaştı:
İşte uzak durulması gereken beslenme alışkanlıkları…
Öğr. Gör. Meliha Çakmak, diyaliz hastalarının uzak durması gereken yanlış beslenme alışkanlıklarını ise şöyle sıraladı:
Kilo kontrolüne dikkat edilmeli
Hemodiyaliz hastalarının diyaliz programına uymalarının son derece önemli olduğuna dikkat çeken Öğr. Gör. Meliha Çakmak, “Diyaliz hastaları için beslenme ve kilo kontrolü çok önemli. Böbrek hastalarının çok zayıf veya çok kilolu olmaları önerilmezken ideal kilo oranına ulaşmaları ve ideal kiloda kalmaya özen göstermeleri önerilir. Böbrek hastalarının iki diyaliz seansı arasında 1,5 – 2 kilodan fazla almamaları gerekiyor. 50 kiloluk bir hasta günlük en fazla 700 gram, 70 kiloluk bir hasta günde en fazla bin gram ve 90 kiloluk bir hasta günde en fazla bin 300 gram almalıdır. Kan düzeyinde fosfor, kalsiyum ve parathormon seviyelerine göre D vitamini kullanılması gerekebilir. Böbrek hastası, susuzluğu geçene kadar azar azar su içebilir. Ne kadar az tuz alınırsa o kadar az susama olur. Susuzluğu kontrol etmek mümkün değildir ancak tuz alımını kontrol etmek elimizdedir.” diye konuştu.
Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı
Bağımsız, yeni nesil, tarafsız haber ve haberciliğin en üst noktasında yer alan habergezgini.com ile Türkiye’nin ve dünyanın gündemini takip edebilirsiniz.
Taksim, İstanbul’un kültürel ve turistik merkezlerinden biri olarak bilinir ve bu sebeple pek çok konforlu…
Yeni yıl, sevdiklerimizle geçirdiğimiz anların kıymetini bir kez daha hissettiğimiz, yeni başlangıçlara adım attığımız özel…
Markalaşma ve iletişimde geleceği yakalayın: İlham veren konferans sizi bekliyor!
Girişimcilerin Büyük Hataları etkinliği 18 Aralık'ta İstanbul Kültür Üniversitesi'nde! Kaçırmayın!
Fakı Mehmet Efendi Baklavaları, şu anda İstanbul metro istasyonlarında hizmet verdiği şube sayısını 42’ye çıkardığını…
Evinizde veya iş yerinizde meydana gelen tıkanıklık sorunları, günlük yaşamınızı olumsuz etkileyebilir. Pendik tıkanıklık açma…