Categories: Sağlık

Çocukların depremle ilgili konuşmasına izin verilmeli

Kahramanmaraş merkezli meydana gelen ve 10 ili etkileyen depremler toplumsal bir travmanın yaşanmasına neden oluyor.

Bu zorlu süreçte dikkat edilmesi gerekenlerle ilgili konuşan İstinye Üniversitesi (İSÜ) Dr. Öğr. Üyesi Tuğba Pehlivan, çocuklar ve yetişkinlerin travmayla baş etmesinin farklı olduğunu belirterek, “Çocukların depremle ilgili gördükleri ve duydukları hakkında konuşmalarına izin verilmesi, duygularını ifade etmeye teşvik edilmeleri ve sosyal yardımlaşma planlarına çocukların da dahil edilmesi önerilebilir,” diyor.

Kahramanmaraş’ta meydana gelen iki büyük deprem, tüm toplumu derinden etkileyen geniş ölçekli bir sosyal kriz yaşanmasına da neden oluyor. İstinye Üniversitesi (İSÜ) Dr. Öğr. Üyesi Tuğba Pehlivan, bu travma hâlinin uykusuzluk, kapalı yerlerde kalma korkusu, kaygı, dinlememe sonucu gerginlik, öfke gibi duygular yaşanmasına neden olabileceğini söylüyor. Çocuklar ve yetişkinlerin travmayla baş etmesinin farklı olduğunu belirten Pehlivan, çocukların depremle ilgili gördükleri ve duydukları hakkında konuşmalarına izin verilmesi gerektiğini ve sosyal yardımlaşma planlarına çocukların da dahil edilebileceğini söylüyor.

 

Yaşanan felaket toplumsal bir travma

 

İstinye Üniversitesi (İSÜ) Dr. Öğr. Üyesi Tuğba Pehlivan, yaşanan felaketin toplumsal bir travma olduğunu belirterek, şunları söylüyor:

“Yaşanan felaket bireysel travma olmaktan çıkmış bir toplumsal travmadır. Derin acı hissettiren büyük afetler elbette fiziksel olduğu kadar ruhsal sorunlara da yol açmakta. Uykusuzluk, kapalı yerlerde kalma korkusu, kaygı, dinlememe sonucu gerginlik, öfke gibi duygular yaşanabilir. Travma sonrası yaşanan bu etkilerin uzun süre devam etmesi durumunda baş edebilmek için profesyonellerden yardım istenmesi gerekmektedir. Çocuk ya da yetişkinlerin travma ile baş etmesi farklıdır. Özellikle çocuklarla ilgili medyada yer alan olumsuz bilgi ve paylaşımlara maruz bırakılmaması, doğru olmayan bilgilerin, yanıltıcı haberlerin çocukların yanında paylaşılmaması önemlidir. Çocuklar için olduğu gibi, yetişkinler için de doğru bilgiye ulaşmak, yaşadıkları duygu ve düşünceleri paylaşmaları, sosyal destek sistemlerini harekete geçirmeleri önem arz etmektedir.”

 

Yapılan haberler ve paylaşılan fotoğraflara da dikkat edilmesi gerektiğini belirten Pehlivan, “Uzun vadede depremzedelerin travma ile baş etmelerinde olumsuz katkısının olacağı göz önünde bulundurularak, medyada yapılan paylaşımlarda mahremiyetin korunmasına dikkat edilmesi son derece önemli” diyor.

 

‘Yardım çalışanları’ merhamet yorgunluğu kavramı açısından risk altında

 

Deprem bölgesinde yardım faaliyetlerinde bulunan kişilerin ‘merhamet yorgunluğu’ kavramı açısından risk altında bulunduğunu belirten Pehlivan, şunları söylüyor: 

“Merhamet yorgunluğu, travmatik olay yaşayan ya da ağrı, acı çeken bireylere yardım etmenin olumsuz etkisi olarak ifade edilmektedir. Uzun vadede özellikle deprem bölgesinde bulunan ‘yardım çalışanları’nın merhamet yorgunluğu kavramı açısından risk altında bulunduğu da bir gerçek. Merhamet yorgunluğu yaşayan sağlık profesyonellerinin zamanla merhamet, yardım etme isteği ve becerisi azalır. Bu nedenle, yardım çalışanı olarak rol alan sağlık çalışanlarının desteklenmesi, çalışma vardiyalarının düzenlenmesi büyük önem arz etmektedir.”  

 

Sağlık çalışanlarının desteklenmesi önemli

 

Bölgede depremzedelere yardım için bulunan sağlık çalışanlarının dinlenmelerinin ve desteklenmelerinin önemli olduğuna da dikkat çeken Pehlivan, sözlerini şu şekilde sürdürüyor:

“Âfet sonrasında pandemi dönemine benzer olarak sağlık profesyonellerinin yorgunluk veya meslekî tükenmişlik yaşaması olasıdır. Öncelikle, şu an deprem bölgelerinde görev yapan sağlık çalışanlarına ve tüm görevlilere minnettarız, ancak şunu da ifade etmek isterim ki, sağlık çalışanlarının kendi temel gereksinimlerini karşılamaları, kendi ihtiyaçlarını ertelememeleri ve kendilerini dinlendirmeleri çok önemlidir. Psikiyatri Hemşireliği Derneği’nin mesajında yer aldığı gibi, ‘Unutmayın, yaşatmak için yaşamak gerekir.’ Uzun vadede tükenmişlik ya da merhamet yorgunluğu yaşamamaları için hem bireysel, hem de kurumsal sorumluluklar bulunmaktadır. Sağlık çalışanlarının bireysel farkındalıklarının artırılması, kendi öz-bakımlarına dikkat etmeleri, dayanıklılık geliştirmeleri için desteklenmeleri önemlidir. Özellikle, sağlık çalışanlarının yorgunluklarının farkına varılması ve önlemler alınması bakımından kurumlara önemli görevler düşmektedir. Kurumsal düzenlemelerle ya da bireysel baş etme programları ile sağlık çalışanlarının desteklenmesi gerekmektedir. Yaşanan travmatik olayların paylaşılması, travma ile baş etmede ve yaşanan olayların duygusal yükünü hafifletmede oldukça etkilidir. Bu bağlamda, sağlık çalışanlarının duygu paylaşımı yapabilecekleri ortamlar oluşturulabilir.”  

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Recent Posts

Spor Yapıyorum Ama Neden Gelişemiyorum?

Spor salonuna düzenli gidiyorsun, antrenmanlarını aksatmıyorsun, ter döküyorsun… Ama aynaya baktığında veya tartıya çıktığında beklediğin…

12 saat ago

Kriz İletişimi Nedir? Etkili Kriz İletişimi İçin 10 Altın İpucu

Markaların itibarlarının en hassas olduğu ve kamuoyu algısının hızla değişebildiği anlarda devreye giren hayati yönetim…

12 saat ago

Kurumsal Sosyal Sorumluluk Nedir? Etkili Kurumsal Sosyal Sorumluluk İçin 10 Altın Öneri

Modern iş dünyasında, şirketlerin başarısı sadece finansal kârlılıkla değil, aynı zamanda çevreye ve topluma karşı…

23 saat ago

Almanya’da Üniversite Okumak: Kariyerinize Avrupa İmzası Atın

Küreselleşen dünyada akademik bir diploma sahibi olmak artık tek başına yeterli bir kriter sayılmamaktadır. Öğrenciler…

2 gün ago

Kurumsal Kimlik Nedir? Etkili Kurumsal Kimlik İçin 10 Altın İpucu

Bir markanın profesyonelliğini, değerlerini ve pazar nezdindeki ayırt ediciliğini ilk bakışta yansıtan görsel ve sözel…

3 gün ago

Kreatin Kullanmalı mıyım? Saç Döker mi? Ne Zaman Alınmalı?

Kreatin, spor dünyasında tartışmaların merkezi hâline gelen supplementlerden biri… Birçok kişinin spor rutinine başlamadan önce…

3 gün ago